gelecek hafta sonu izlemeyi planladığım ve nasıl olduğunu merak ettiğim filmdir. izleyenlerle konuşuyorum, kime sorsam filmin güzel olduğunu söylüyor. merak ettiğim bir diğer film de Resident Evil: Raccoon Şehri. bu ay dolu geçiyor yeminle.

fiyatların gerilemesi sonrası yapmayı düşündüğümdür. nakit akışı sağlamayan bir varlık olmasına rağmen ekonomik sıkıntıların veya enflasyonun olduğu dönemlerde yine güvenli limanın altın olduğunu düşünüyorum. konuyla ilgili birçok kaynak da mevcut.

halihazırda bankada bir altın hesabım var. sanırım yine banka hesabı üzerinden gram olarak uzun vadeli planlar doğrultusunda alacağım. bakalım ne olacak.

meşhur devasa sarayımızla ünlenmiş (!) bir tür meyve.

özellikle son zamanlardan sonra kesinlikle elzem olan eylem. iki sene önce bıraktım, istemek; ilk bir ay aşırı dertten ve aşırı mutluluktan uzak durmak gerekiyor. sonra insan alışıyor.

yüzümü kızartan, utandıran youtube ünlüsüdür. ben genelde başkaları adına çok nadir utanırım. bu adam yüzünden oturduğum yerde yerin dibine girdim çıktım. kim olduğunu bu olay sayesinde öğrendim ama bir daha karşıma çıksın istemiyorum. youtube'da kanal engelleme varsa ilk iş engeli basacağım.

en etkilisi yürümektedir. denedim, kesinlikle çalışıyor.

biraz uzun bir hikaye anlatayım.

üniversitenin ilk yıllarında evimi merkeze baya uzak bir yerde tutmuştum. doğru düzgün bir ev bulamadığımdan açıkçası ilk bulduğum güzel eve atlamıştım. evin tek kötü yanı her yere uzak oluşuydu. tabii hem okula yürüyorum hem markete hem berbere yani neresi varsa yürü babam yürü.

bir süre sonra giydiklerim üzerimden düşmeye başladı. bu arada boğazımı da hiç kesmiyorum. üç öğün yemeklerine ek olarak cips, börek, kola ne varsa götürüyordum mideye. o kadar mutluydum ki anlatamam. bir kere enerjiktim, bomba zımba gibiydim. giysilerimi yeniliyordum. üzerimde berbat duran her şey sanki benim için tasarlanmış gibi muazzam görünüyordu. yunan heykelleri gibi olmuştum.

arkadaşlarım sen çok zayıfladın deseler de pek takmıyordum.

gel zaman git zaman dersten derse sesini ancak duyabildiğimiz iktisat hocası bile sen ne kadar zayıfladın, kendine biraz dikkat et demez mi. o an dank etti. acaba dedim hasta mıyım, ölüyor muyum lan. psikolojim altüst oldu. halbuki ne kadar mutlu ve enerjiktim. kendimi çok iyi hissediyordum. hemen bizimkileri aradım, dedim böyle böyle. izmir'e biletim alındı, gittim check-up bilmem ne yaptırdım derken hiç bir şey çıkmadı, gayet sağlıklıydım.

yani yürümek kilo verdiriyor. kilo vermek isteyen yürüsün. markete 100 adım yürüyorsanız 200 adım ötedekine gidin. bol bol yavaş yavaş yürüyün. kendinizi ne diyetlerle sıkın ne de başka kimyasallar alın. yürüyün.

ios'u birkaç adım önde bulduğum versustur. her ikisini de kullanıyorum. ne andorid ne de ios fanlarını anlamıyorum, zira ikisinin de abartılacak yanı yok. her şeye rağmen ios bana birçok açıdan daha kullanışlı geliyor.

zerre memnun olmadığım işletim sistemidir. interneti bir süre sonra yavaşlatmaktadır. arka planda ne yaptığı belli değildir. saçma sapan güncellemeler yaparak gününüzü kilitler, sizi perişan eder.

yıllarca süren alışveriş deneyimlerim ve incelemelerim sonucunda, ki ekonomik krizle daha da derinleştirdim, carrefour'dan daha ucuz olduğuna kanaat getirdiğim marketler zinciridir. a101, bim, şok olayına hiç girmiyorum, ucuzlar ama ürün çeşitliliği ve kalitesi açısından ne yazık ki sınıfta kalıyorlar.

“Suriye iç Savaşı'na yabancı müdahalesi” ve "Devlet destekli terörizm” içerikleri nedeniyle, engellendiği açıklanmış sitedir.

hükümet gerektiğinde sadece belirli sayfalara engel koyabiliyor. bunun örneklerini twitter'da, youtube'da ve tumblr'da görmüştük. bu sitede de sadece belirli içerikler engellenebilirdi. kalkıp topyekün engellediler, faydalı bir sürü içerik gitti. amaç halkın bilgi edinmesini, öğrenmesini ve gelişimini engellemek mi diye sormadan edemiyor insan.

bu arada her türlü sansüre karşıyım.

her ay 100 lira civarında gelen elektrik faturamı an itibarıyla 142 liraya çıkarmıştır. ben diyecek hiçbir şey bulamıyorum. maaşlar aynı oranda artmıyor, çarşı pazarda fiyatlar uçuyor. bir de zart zurt bedeli adı altında gizli zamlar, haraçlar peydah oluyor. bu konunun gündem olması gerekirken abuk subuk şeyleri konuşuyoruz. yakında donunuzu almaya geldiklerinde hiç çıkarmayın sesinizi, usulca indirin.

bence kesinlikle iş bankası maximum kredi kartıdır. öğrencilik hayatım boyunca kullandım ve hala da kullanmaya devam ediyorum. öğrenci olduğum dönemlerde bazen çok lazım olsa da nakit avans çekemezdim. iş bankası öğrenci kredi kartlarında bu özelliği ne yazık ki kısıtlıyordu, tabii şimdi ne durumda bilmiyorum. hala nakit avans çekilemiyor olsa bile sizi yarı yolda bırakmayacaktır.

kimse ne derse desin ben genç yaşta kredi kartı gibi bankacılık ürünlerinin kullanılması gerektiğine inanıyorum. zaten günümüzde artık çoğu kişi üniversite yıllarında başlıyor kredi kartı kullanmaya. limitleri de öyle borç batağına sokacak cinsten değil. ben de hata yaptım, arkadaşlarım da hata yaptı. bankanın verdiği 800 liralık limiti dibine kadar kullanıp, neredeyse iki ay borcumu ödemeyip babamın gönderdiği haftalığı bankanın şak diye çektiği üstüne bir faiz ödettirdiğini hatırlıyorum.

velhasıl kelam basit bir limite sahip kredi kartı bana iyi deneyimler kazandırdı. şimdi banka arıyor limit artırımı için, yok diyorum kalsın ihtiyacım yok. ihtiyacım olduğunda çekinmem de. üniversiteden mezun olduktan sonra iş kuranı olacak, kendine ev açmak isteyeni olacak yani krediye de kredi kartına da ihtiyacı olan illa olacak. 30 – 40 yaşlarında afallamaktansa genç yaşta deneyimleyip öğrenmek en güzeli. benim tavsiyem bir kredi kartı alın, kullanın. birçok banka veriyor zaten. (mesela, https://konupara.com/?p=190) garanti’den ziraat’e kadar seçenek bol.

bu arada nasılsa deneyimleyerek öğreneceksiniz ama yine de kredi kartınızı sorumlu bir şekilde kullanın. ödeyebileceğiniz kadarını harcayın, borçlarınızı düzenli olarak yatırın. kredi notunuzu mahvetmeyin. (bkz: Kredi notu) giderse diğer her şey yalan olur. bu konudaki son sözüm de bu olsun.

madem genelleme yapıyor ve insanları kalıplara sokuyorsak o halde 1 tl farkla yumuşak içim tercih edip etmediklerine göre ikiye ayırabileceğimiz tiplerdir. bakın burası çok önemli, bu ayrımı çok iyi yapmak gerekir.

müşteri temsilcisine bağlanmanın deveye hendek atlatmaktan yirmi bin kat daha zor olduğu bankadır.

çağrı merkezi numarasını arıyorsunuz bir ses size nasıl yardımcı olabilirim diye soruyor. müşteri temsilcisine bağlanmak istiyorum dediğinizde kesinlikle bağlamıyor. zaten yaptığım işlemleri internet şubeden yapıyorum. çağrı merkezini arıyorsam demek ki bir sorun var ve bu sorunu ancak müşteri temsilcisiyle çözebilmem gerekiyor. türkiye'nin dijital bankası diyorlar ama bu kimlik altında maliyeti ne yapsak da daha fazla düşürsek diye uğraşıyorlar.

yıllardır müşterisi olduğum bu bankanın son beş yılda şubesine bir kere ayak basmamışımdır. işimi atm ve internet şubede hallediyorum. bankaya maliyet oluşturmadığım gibi, üstüne paramı burada tutuyorum. bir zahmet müşteri temsilcisine ulaşabileyim. şimdi mecburen şubeye gideceğim. çok dijital banka, tebrik ederim!

bir süre android telefonumda kullandığım web tarayıcısıdır. kaliteli olduğunu düşünmemekle birlikte, chrome'un değerini anlamama yardımcı olmuştur.

her anlamda kalitesi hızla düşen platformdur. trolleri, hemen her konuyu dalgaya alıp üstüne üstlük bu saçma girilere dehşet favori alan yazarları, adaletsiz yönetimi ve uygulanan kötü reklam politikaları bu platformu günden güne eritmektedir. eski cazibesini yitirmiştir.

son yıllarda izlediğim en iyi mini dizilerden biri. izlerken yaşananları hissetmemek mümkün değil.

son yıllarda ev fiyatlarının deli gibi arttığı şehir.

resmen deliliktir. 250 bin lira dolaylarındaki bir kredinin 10 yıl sonunda toplam geri ödemesi 600 bin lira civarında.

şubeden ya da atm'lerden yapıldığında alınması şaşırtıcı değildir. zira şube giderleri epey yüksek ve atm'ler için de personel çalıştırılıyor. gel gelelim bazı bankalar şubeler ve atm'ler kadar maliyet oluşturmadığı halde internet şubesinden yapılan havaleler için bile ücret alıyor. bu bankaları kullanmayın, kullandırmayın.